Monday, December 11, 2006

ER: dr.mark'ın ER için yazdığı son mektup

mark'ın er için yazdığı son mektubun türkçesi;

"sevgili acil servis çetesi, işte burdayım, akşam üstü 5.30, sahildeyim. elizebath yanımda oturmuş meyve suyu içiyor, bense mai tai! güneş batıyor, rachel, ella'nın ayak parmaklarını okyanusa daldırıyor. mükemmel deniz kabuğu arayışına çıktılar. kendimi düşünürken buluyorum, bilirsiniz işte, bu anı ne tamamlayabilir? yürüyüş yapanların bazıları nefesleri kesilmiş vaziyette kuma devriliyor, ve böylece ben de temiz bir şekilde tüp yutturmak, iyileştirmek ve sağlıklı bir biçimde göndermek için bir parça bambuyla üzerlerine çullanıyorum. ki bu da sanırım, sizi ve o pis yeri özlediğimi söylemenin bir yolu. çoğu zaman başka bir meslek seçmiş olmalıydım diye düşünüyorum. özel doktorluk, daha basit, daha az yıpratıcı, daha kazançlı şeyler gibi mesela. fakat gittiğimden beri dışardan bakınca şu an ne yaptığımın farkına vardım- ailemle bu kumsalda otururken- tüm o yıllar boyunca aynı şehirde kalmak, beraber yaptığımız günlük temel şeyleri yapmak, yaptığım en doğru seçimdi. ne düşündüğünüzü biliyorum, ama bana güvenin, bir şey bittiği zaman bunu kabullenmek o kadar da zor değil. sanırım şu an mai tai konuşuyor. bir yanım, çoğunluk tarafım, acil servis'in bensiz devam edemeyeceğine inanmak istiyor, akıllı yanımsa sizlerin, yetenekli, merhametli, inanılmaz bir grup doktor ve hemşire olduğunuzun farkına varıyor. hasta bakımına gelince, yokluğum çok az hissedilecektir, bunu biliyorum. arkadaşlık ve takım ruhuysa apayrı konular. ayrılmak için, tıpkı yaptığım gibi gitmek zorundaydım. ancak hiçbirinizin, bunun, sizlere ve beraber çalıştığımız senelere değer vermediğim anlamına geldiğini ya da bunları söylemek üzere daha kişisel bir mizaca sahip olmadığımı düşünmenizi istemem. biliyorum ki çoğunuz, bu yazdıklarımla beraber, bensiz neye benzeyeceği hakkında bir fikir sahibi oldunuz. ama yine de. ella gülüyor ve bana el sallıyor. rachel ona deniz kabuğunu bulmuş."
mark

1 comment:

Unknown said...

yanlış hatırlamıyorsam, o mektubunun sonunda elizabeth'in yazdığı bir bölüm vardı:
"Bu sabaha karşın Mark öldü. Sabah.. onun günün en sevdiği zamanı."
gibi bir şey